Navigasyon |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
01.02.2008
Ocak ayı zam şampiyonu "taze fasulye"
Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nin (TZOB) araştırmasına göre, Ocak ayında zam şampiyonu yeşil fasulye oldu. Armutta üretici fiyatı yüzde 15 azalırken market fiyatları yüzde 6.5 artış gösterdi, mandalinada da üretici fiyatı yüzde 12 azalırken market fiyatları yüzde 9 arttı.
TZOB, kamuoyunu doğru bilgilendirmek amacıyla yaş meyve ve sebze fiyatlarıyla birlikte önem arz eden çeşitli gıda ve ürünlerin fiyatlarını her ay açıklamaya devam ediyor. Her ay düzenli olarak yapılan araştırmalar neticesinde üretici, hal, pazar ve market fiyatlarını açıklayan TZOB, bu rakamları tüketici hareketlerinin fazla olduğu Ankara, İstanbul, Mersin ve İzmir illerinden derledi. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ürünün üreticiden tüketiciye ulaşıncaya kadar geçtiği hal, pazar ve market zinciri halkalarının fiyat artışlarında önemli oranlarda etkili olduğunun görüldüğünü belirterek, "Üretici ve tüketici arasındaki fiyat farkına baktığımızda yaş sebze ve meyvede yüzde 315'lere, kurutulmuş ürünlerde yüzde 190'lara, baklagillerde yüzde 175'lere ve hayvansal ürünlerde yüzde 160'lara kadar çıktığı görülmektedir. Görüldüğü üzere üretici ve market fiyatları arasındaki makas, daha önceki açıklamalarımızda da ifade ettiğimiz gibi çok yüksektir" dedi.
Aralık ayında perakende seviyesinde artış görülürken, bazı ürünlerde de azalma meydana geldiğini kaydeden Bayraktar, şunları kaydetti:
"Bu dönemde ette yüzde 1.7, kuru üzümde yüzde 1.1 ve yumurtada yüzde 0.7 fiyat düşüşleri görülürken, yeşil fasulye, patlıcan, kuru incir, ıspanak, havuç, salatalık, elma, domates gibi ürünlerde fiyat artışı gözlemlenmiştir. Ette görülen fiyat düşüşüne Kurban Bayramı'nın etkisi nedeniyle talepteki daralmanın yol açtığı söylenebilir. Yumurtada ise üretim artışına bağlı olarak üretici fiyatlarında görülen düşüşün marketlere yansıdığı düşünülmektedir. Yeşil fasulyedeki artış oranı marketlerde yüzde 221 olmuştur. Bilindiği üzere yeşil fasulye bu dönemde örtü altında yetiştirilmekte olup, üretim miktarının az olmasına bağlı olarak fiyat artışı gerçekleşmiştir. Yeşil fasulye, patlıcan, ıspanak, havuç, salatalık, sivri biber, domates, elma, kuru incir, kuru kayısı gibi ürünlerde fiyat artışı üretici fiyatlarındaki artışın yanı sıra kurutulmuş ürünlerde aşure ayının olması sebebiyle talepteki artıştan da kaynaklandığı düşünülmektedir. Baklagillerde görülen fiyat artışı, ihracattaki gelişme ve üretimdeki azalmadan kaynaklanmaktadır. Bu tabloyu genel olarak değerlendirirsek, Ocak ayı içinde market fiyatlarında artışta en önemi etkenlerden biri de olumsuz hava koşulları olmuştur. Yaşanan kar yağışları ve meydana gelen donlar ürün sevkıyatlarını kısıtladığı için büyük şehirlere gelen ürün miktarındaki azalmaya bağlı olarak fiyatlarda artışın meydana geldiği düşünülmektedir."
Üretici fiyatlarında et ve bakliyat gibi ürünlerde bu dönemde fiyat değişimi olmadığını vurgulayan Bayraktar, yeşil fasulyede üretici fiyatında yüzde 280.8'lik bir artış gerçekleştiğini, bunun nedeninin de üretimin örtü altında olması ve üretim miktarının az olması olduğunu ifade etti. Ispanak, salatalık, sivri biber, patlıcan, havuç, elmada market fiyatlarında olduğu gibi üretici fiyatlarında da bir artış görüldüğünü anlatan Bayraktar, şöyle devam etti:
"Özellikle sivri biber, salatalık, patlıcanın önemli ihraç ürünlerimiz olmasının yanı sıra özellikle örtü altında yetiştirilen bu ürünlerde içinde bulunduğumuz dönemde düşük hava sıcaklıkları nedeniyle ürün geç olgunlaşmakta, buna bağlı olarak elde edilen ürün miktarı azaldığından fiyatlarda bir miktar artış görülmektedir. Kuru incir, kuru kayısı, kuru üzümde market fiyatlarında olduğu gibi üretici fiyatlarında da bir artış gözlenmiştir. Bu artış daha çok sezon sonu olmasından kaynaklanmaktadır. Sütte fiyatlar üçer aylık dönemlerde ihale ile belirlenmektedir. Ocak ayında yeni ihale yapılmış olup, süt fiyatları yüzde 6.7 artmıştır. Üretici fiyatlarında düşüş görülen ürünlere baktığımızda mandalinada yüzde 11.8'lik bir düşüş görülmektedir. Ocak ayında meydana gelen don olayı yanında, yağışların etkisi nedeniyle ürün kalitesindeki düşüşe bağlı üretici fiyatında düşüş gerçekleşmiştir. Ancak market fiyatlarına baktığımızda mandalinada yaşanan üretici fiyatındaki düşüşün yansımadığı, hatta market fiyatlarında yüzde 9 oranında bir artış olduğu görülmektedir. Armutta yüzde 15, yumurtada ise yüzde 10 bir düşüş gerçekleşmiştir. Ancak market fiyatlarında armutta yüzde 6.5 artış gerçekleşmiştir. Yumurtada üretim artışına bağlı olarak fiyatta bir gerileme meydana gelmiştir."
Çiftçilerin gelirlerin artırılması, üretim ve verim artışı yanında ürünlerini daha iyi değerlendirmeleriyle de çok yakından ilgili olduğunu hatırlatan Bayraktar, "Daha iyi değerlendirme bir yönüyle tüketicinin ödediği fiyattan daha fazla pay alınması anlamına gelmektedir. Çiftçilerimiz, tarımda gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ürünlerini kendi organizasyonları ile pazarlamayı başarmak zorundadırlar. Ancak bunu başardıkları takdirde pazarla entegre olmaları, sanayi ile entegre olmaları mümkün hale gelecektir. Sanayi ve pazarlamanın katma değerinden üreticilerimizin daha fazla yararlanması, çiftçilerimizin var olan örgütlerine, ziraat odalarına, kooperatiflerine, üretici birliklerine daha güçlü bir şekilde sahip çıkmalarına bağlıdır" şeklinde konuştu.
02.02.2008
|
|
Uluslararası Para Fonu (IMF) uzmanları tarafından hazırlanan bir Çalışma Raporu´nda "finansal açıdan" küçük İslami bankaların küçük ticari bankalardan, büyük ticari bankaların büyük İslami bankalardan, küçük İslami bankaların büyük İslami bankalardan daha güçlü olabilecekleri iddia edildi.
|
|
IMF uzmanlarının her yıl değişik ekonomik konularda hazırladıkları Çalışma Raporlarından biri de "İslami Bankalar ve Mali İstikrar: Deneysel Analiz" başlığını taşıdı. IMF için herhangi bir bağlayıcılığı bulunmayan raporda İslami bankaların mali istikrar üzerindeki etkileri incelendi. Raporun sonuç bölümünde "finansal açıdan" küçük İslami bankaların küçük ticari bankalardan, büyük ticari bankaların büyük İslami bankalardan, küçük İslami bankaların büyük İslami bankalardan daha güçlü olabilecekleri tartışması ortaya atıldı.
"Küçük ölçekteki İslami bankalardaki görülen yüksek istikrar durumuyla büyük İslami bankalarda istikrarın görece düşük olması özellikle ilgi çekicidir" denilen çalışmada bu sonuçların İslami bankalar büyüdükçe kredi riski denetiminin karmaşık hale gelmesinden kaynaklandığı öne sürüldü. Çalışma Raporu'nda özetle şu konulara değinildi:
"Bu tip kuruluşların kredi risk yönetimi standardizasyonları üzerindeki sınırlılıklar göz önüne alınırsa, bankacılık işlemlerinin ölçüleri büyürken, farklı kar-zarar anlaşmalarının denetimi hızla çok daha karmaşık hale gelmekte, ekonomideki 'ters seçim' ilkesi gereğince (cazip kredi koşullarına kötü müşteriler çıkması gibi) sorunlar ortaya çıkmaktadır. Gerçekleşebilecek bir başka olasılık ise, büyük bankalar daha fazla 'Kar-Zarar Paylaşımı' türü işler yaparken, küçük bankaların düşük riskli yatırımlara ve harç gelirleri üzerinde yoğunlaşmalarıdır."
BÜYÜDÜKÇE DİKKATLERİ ARTMALI
Araştırmacı Donsyah Yudistira tarafından Malezya bankaları üzerinde yapılan bir araştırmaya da yer verilen Çalışma Raporu'nda, sonuçların büyük ve küçük İslami bankalar arasında ilginç farklılıklar ortaya koyduğu kaydedildi. Karşılaştırmada, küçük İslami bankaların "verimliliği artırmak amacıyla" birleşme ihtiyacı hissettikleri belirtilerek, "Bulgularımıza göre bu verimliliğin semeresini almak için gerekli dikkatin gösterilmesi, daha büyük İslami bankalar için fazla olan risklerin de makul olması gerekir" denildi.
Çalışma Raporu'nda İslami bankaların ülkenin mali sistemindeki diğer bankalar üzerindeki etkisinin de sınandığı belirtilirken, burada kayda değer bir etkinin bulunmadığı bildirildi.
İSLAMİ BANKACILIK DAHA FAZLA ARAŞTIRILMALI
Raporda İslami bankacılık alanında ortaya konulan bilgilerin "hazırlık" niteliği taşıdığı bu alanda tam deneyimli İslami bankalar üzerinde odaklanıldığı, İslami şubeleri olan ticari bankalarla ya da İslami "vitrini" bulunan bankaların ele alınmadığı kaydedildi.
Veri sınırlılığı yüzünden, Kar-Zarar Paylaşımı ve diğer yatırımlar arasındaki farklar gibi, İslami nitelikli mali sözleşmelerin tüm yönleriyle ele alınamadığı da belirtilen Çalışma Raporu'nda İslami bankacılık alanında, daha iyi ve ileri araştırmalar için geniş alan bulunduğu bildirildi. Çalışmaların daha fazla veri, ülke ve bankayı kapsayacak şekilde genişletilebileceği, tümüyle İslami bankacılık uygulayan kurumlar dışında bu alanda branşları bulunan kuruluşların da istikrar durumlarının incelenebileceği ifade edildi.
"HARAMA YATIRIM YAPMIYORLAR"
Raporda, "Amana, bay muaccel, bay salam, sukuku icara, istisna, cuala, kifala, mudaraba, murabaha, muşaraka, kardassana" gibi İslami bankacılık terimleri açıklandı. Bu kuruluşlarda parasal işlemlerin Şeriata uygun yapıldığı, tefeciliğin, para toplama ve ödemede faizin bulunmadığı, bunun yerine kar zarar ortaklık anlaşmalarının, mal ve hizmetlerin satış ya da ikinci el satışlarının sözleşmelerin temelini oluşturduğu kaydedildi. Çalışma raporunda, "İslami yasalar aynı zamanda (kumarın bir biçimi olarak görülen) finansal risk içinde ticareti, haram olarak addedilen alkol ya da domuz eti pazarlanması gibi işlere yatırımı da yasaklamaktadır" denildi.
|
|
03.02.2008
Paranın efendileri
| | | | | | |